OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN AMAÇLARI
Okul öncesi eğitiminin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine
uygun olarak;
1.
Çocukların beden, zihin ve duygu gelişimini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak,
2.
Onları ilkokula hazırlamak,
3. Şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetiştirme ortamı
yaratmak,
4.
Çocukların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaktır.
OKUL
ÖNCESİ DÖNEMİN ÖNEMİ
Çocukların keşfetmek ve öğrenmek için
doğal bir eğilimleri vardır. Öğrenme çok erken yaşlarda başlar ve hayat boyu
devam eder. Çocuklar dünyaya geldikleri ilk andan itibaren, daha okula
başlamadan çok önce öğrenmek ve keşfetmek için büyük bir heves duyarlar: aktif
bir şekilde çevrelerini keşfederler, iletişim kurmayı öğrenirler ve
çevrelerinde gördükleri şeylere dair fikirler oluşturmaya başlarlar.
Okul öncesi
dönem beyin gelişiminin en yoğun ve hızlı yaşandığı dönemdir. Beyin gelişimi
çocuğun bilişsel, dil, sosyal-duygusal ve motor gelişimi için güçlü bir zemin
oluşturur. Beyin okul öncesi dönem boyunca hızlı geliştiği için bu dönem,
beynin çevresel etkilere en açık olduğu dönemdir. Çocuğun ne kadar
keşfedebileceği, neler öğrenebileceği ve hangi hızla öğrenebileceği çocuğun
çevresinin ne kadar destekleyici olduğuyla ve çocuğa ne gibi olanaklar
sunulduğuyla yakından ilişkilidir.
Çevresel etkiler çocuğun beyin gelişimini olumlu yönde
etkileyebileceği gibi, olumsuz çevre koşullarına bağlı olarak istenmeyen bir
şekilde de etkileyebilir. Çocuğun sağlıklı bir beyin gelişimine sahip
olabilmesi için okul öncesi dönem boyunca sağlıklı beslenmesi, zengin uyarıcı
bir çevre içinde bulunması ve çocuğa yeni öğrenme fırsatlarının sunulması
gerekmektedir.
Erken
yaşam deneyimleri çocuğun okula, öğrenmeye ve kendi becerilerine dair
geliştireceği tutumları belirler ve okul başarısını etkiler. Okul öncesi
dönemde olumlu deneyimler yaşayan çocuk okula, öğrenmeye ve kendi becerilerine
dair olumlu tutumlar geliştirir.
Çocuğun sağlıklı bir şekilde
büyüyebilmesi, gelişebilmesi ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar
geliştirebilmesi için nitelikli bilişsel uyarıcıların, zengin dil
etkileşimlerinin, olumlu sosyal-duygusal deneyimlerin çocuğa sunulduğu ve
çocuğun bağımsızlığının desteklendiği bir çevrenin yaratılmasına ihtiyaç
vardır. Bu ise ancak sağlıklı bir aile
ortamı ve nitelikli bir okul öncesi
eğitimi ile mümkündür.